Fethullah Gülen Kimdir? Hayatı ve Biyografisi

Fethullah Gülen Hakkında Kısaca

  • Fethullah Gülen Gerçek Adı ve Soyadı: Fethullah Gülen
  • Fethullah Gülen Doğum Tarihi: 27 Nisan 1941
  • Fethullah Gülen Ölüm Tarihi: –
  • Fethullah Gülen Yaşı: 2013’de 72 yaşında
  • Fethullah Gülen Boyu: –
  • Fethullah Gülen Nereli: Erzurum
  • Fethullah Gülen Doğduğu Yer: Pasinler, Erzurum
  • Fethullah Gülen Mesleği:  İmam, vaiz ve yazar.

Fethullah Gülen (d. 27 Nisan 1941; Pasinler, Erzurum), eski imam, vaiz ve yazar. 50’yi aşkın kitabı, çeşitli dergilerde makaleleri ve birçok vaazı yayımlanmıştır. Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi bilmektedir. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kurucuları arasındadır ve vakfın onursal başkanıdır. 1999 yılı Mart ayında 28 Şubat süreci’ndeki Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi atmosfer sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Gülen, o tarihten bu yana ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşamaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar

15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı failidir. 15 Temmuz 2016’da askeri bir darbe ile Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini yıkma girişiminde bulundu. Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri olmakla suçlanmaktadır.

Fethullah Gülen, İslam’ın Sünni-Hanefi görüşlerini Said Nursi’nin görüşleri ve kitapları Risale-i Nur ışığında günümüze göre tekrar yorumlayan bir İslam düşünürüdür. Bu yorum ekseninde oluşan Gülen Hareketi’nin fikrî önderidir. Eğitim ve dinlerarası diyalog konusundaki uygulama ve fikirleri nedeniyle aralarında filozof ve sosyal bilimcilerin de bulunduğu kişiler tarafından çağdaş İslam düşüncesine yön veren önemli bir düşünür olarak kabul edilmektedir.

28 Şubat süreci devam ederken 1999 yılı Haziran ayında ulusal televizyon kanallarında yayınlanan bazı video görüntüleri Türkiye’deki, laik düzen yerine şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için taraftarlarını teşvik ettiği suçlamalarına neden oldu.Bunun üzerine, 22 Ağustos 2000 tarihinde aleyhinde dava açılmış, 2006 yılında bu davadan cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından beraat etmiş, bu karar 2008 yılında Yargıtay Ceza Genel Kurulunca oybirliği ile onanmıştır.

Fethullah Gülen, 2008 yılının Haziran ayında Foreign Policy ve Prospect dergilerinin internet üzerinden gerçekleştirdiği ortak anket sonucunda Dünya’nın ilk 100 entelektüelilistesine seçilmiştir.

Fethullah Gülen

Fethullah Gülen Hayatı

Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesi Korucuk Köyü’nde 27 Nisan 1941’de doğan Gülen’in babası Ramiz Bey cami imamı, annesi Refia Hanım ev hanımıdır. Gülen, altısı erkek, ikisi kız, sekiz kardeşin ikincisidir.

Sponsorlu Bağlantılar

Öğrenimi

1945’de Kur’an öğrenmeye başlayan ve kısa zamanda Kur’an’ı hatmeden Gülen, 1946 yılında ilkokula başlamıştır. Babasının 1949 yılında Alvar Köyü’ne imam olması ve ailesinin oraya taşınması nedeniyle ilkokulu bırakmak zorunda kalmış, sonradan Erzurum’da dışarıdan girdiği imtihan ile ilkokul diplomasını almıştır. Babası Ramiz Efendi’den Arapça dersler; Hasankale’de bulunan Hacı Sıtkı Efendi’den tecvid ve Kur’an dersleri alan Gülen, 1951’de hafızlığını tamamlamıştır. Gülen, 1954’de Erzurum’daki Kurşunlu Camii medresesinde Alvar İmamı Muhammed Lütfi’nin torunu Sâdi Efendi’den medrese dersi almıştır. İki buçuk ay içinde Emsile, Bina ve Merah’ı metin ezberleyerek okuyan ve İzhar’ı bitiren Gülen’in Kâfiye okumasına lüzum görmeyen Sâdi Efendi onu Molla Câmi’ye başlatmıştır. 1955’den 1959’da Edirne’ye gidinceye kadar Osman Bektaş’tan fıkıh ve din eğitimi almıştır.[16]

Gençlik dönemi

Askerlik öncesi ve sonrasında Edirne Üç Şerefeli Cami’de toplam 4 yıl süre ile imamlık yaptı. Askerlik acemi eğitim dönemini Ankara Mamak ve usta erlik dönemini İskenderun’da tamamladı.

Askerlik sonrasında, 1963 yıllında, Erzurum’a giderek bir yıla yakın ailesinin yanında kaldı. Bu sırada Komünizmle Mücadele Derneği’nin 2. şubesinin Erzurum’da kuruluşunda yer almış ve Halkevlerinin Erzurum şubesi yönetimine girmiştir.[17]

Edirne’deki görevi sırasında Dar’ul-Hadis Camii’nin imam odasında özel sohbetler başlattı. 1965’te Kırklareli’ne tayin olup burada bir yıl vaizlik yaptı. 1966’da İzmir’e merkez vaizliğine atanan Gülen, 1971 yılına kadar buradaki görevine devam etmiştir. Bu yıllarda Kestanepazarı Derneği Kur’an Kursunda yöneticilik ve gönüllü öğreticilik yapmış; 1968 yılında resmi görevlendirme ile ilk kez Hacca gitmiş; ve gezici bölge vaizi olarak da Ege Bölgesi’nin çeşitli il ve ilçelerinde vaaz ve sohbetlerde bulunmuştur.[16]

1971-1980 dönemi

5 Mayıs 1971 tarihinde, 12 Mart döneminde askeri cuntanın isteğiyle TCK’nın 163. maddesinden tutuklandı.[18] 7 ay tutuklu kaldıktan sonra, 5 Kasım 1971 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve 1974 yılında beraat etti. 23 Şubat 1972 tarihinde Edremit vaizliğine atandı aynı zamanda Manisa ilinde de vaizlik görevlerine devam etti.Gülen, daha sonra İzmir’in Bornova ilçesi vaizliği görevine atandı.

1975 ve 1976 yıllarında Anadolu’nun bazı şehirlerinde Kur’an ve İlim, Darwinizm, Altın Nesil, İçtimaî Adalet ve Nübüvvet isimli konferansları vermiştir. İlk sayısı Şubat 1979’da çıkanSızıntı dergisinde başyazıları ve daha sonra orta sayfa yazılarını da yazmaya başladı.[19]

1981-1990 dönemi

1980’de 12 Eylül Darbesinden sonra askeri cuntanın İzmir ve Ege Ordu Sıkıyönetim Komutanlıkları tarafından yakalanma emri yayınlandı.[20] Aynı tarihte İzmir’i terk etti. Anadolu’da çeşitli illerde dolaştı, dost ve akrabalarına sığındı. 20 Mart 1981 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığındaki vaizlik görevinden istifa etti.

Sponsorlu Bağlantılar

1986’da Hacca giderek hac farizasını yaptı.[21] İlk sayısı 1 Temmuz 1988 yılında çıkan ve üç aylık periyotlarla yayın hayatına devam eden Yeni Ümit dergisinde başyazılar yazmaya başladı. 1989’da İstanbul ve İzmir’de Diyanet İşleri bünyesinden bağımsız, gönüllü olarak vaazlarına yeniden başladı. Üsküdar’daki Valide Sultan Camii’nde 13 Ocak 1989 tarihinden 16 Mart 1990 tarihine kadar (62 hafta) verdiği vaazlar, daha sonra Sonsuz Nur adıyla üç cilt halinde kitaplaştırıldı. 1992 yılına kadar gönüllü olarak vaazlarını sürdürdü.[22]

1991-2000 dönemi

1990’lı yıllarda Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Abraham Foxman, Morton Abramowitz, Papa II. John Paul gibi tanınmış din ve devlet adamları ile görüşmeler yapmış, Amerika’da hayatını kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi eski genel sekreterlerinden Kasım Gülek’in cenaze namazını vasiyeti üzerine kıldırmış,[23] ve çeşitli gazetelerde röportajları yayınlanmıştır. Mesela 1995’te Sabah‘tan Nuriye Akman ve Hürriyet‘ten Ertuğrul Özkök’e Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, Başbakan Tansu Çiller ile görüşmesi, İslamiyet, siyaset, kadın ve eğitim konusunda röportaj vermiştir.

Bu yıllarda ayrıca Cumhuriyet Gazetesi ve Hikmet Çetinkaya’dan dava yoluyla almaya hak kazandığı 150 milyonluk tazminatları Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’na bağışladı.[24]

1999 yılı Mart ayında sağlık sorunları nedeni ile Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Gülen, o tarihten bu yana, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşamaktadır.[25]

2000 ve sonrası dönemi

2000 yılında Gülen aleyhine dava açılmış ve 2008 yılında bu dava beraatle sonuçlanmıştır.

Ayrıca bu dönemde Reuters haber ajansı, New York Times gazetesi, Le Monde gazetesi, Time dergisi, The Economist dergisi, Foreign Policy dergisi gibi dünyaca saygın yayın organları ve Ukrayna, Azerbaycan, G.Afrika gibi bazı ülkelerin saygın medya kuruluşları Gülen ve Hareketi hakkında inceleme yazıları ve röportajlar yayınlamışlardır.

28 Şubat sürecinde 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ni devirmek amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan Gülen aleyhine dava açılmış, bu dava önce 2000 yılı Aralık ayında çıkan af ile askıya alınmıştır. Daha sonra 2006 yılında Terörle Mücadele Kanununda yapılan değişiklik sonrasında Gülen’in avukatlarının başvurusu nedeniyle yeniden görülmüş; 2008 yılında cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından yeni terörle mücadele yasasına göre beraat etmiş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da oybirliği ile onanmıştır.[14]

Sponsorlu Bağlantılar

3 Ocak 2008 tarihinde devlet kadrolarına sızdıkları yolundaki iddialara değinen Gülen, bir insanın kendi millet fertlerini yine kendi memleketindeki bazı müesseselere girmesi için teşvik etmesine ‘sızma’ denemeyeceğini söyledi : “Teşvik edilen insanlar da o müesseseler de bu ülkeye ait. Kastedilen manadaki sızmayı belli bir dönemde Türk milletinden olmayanlar yaptılar hatta belli yere kadar geldiler. Belki endişelerinin altında o sızıntıların fark edilmiş olabileceği endişesi var. Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseselere sızmaz; hakkıdır girer oraya; mülkiyeye de girer adliyeye de, istihbarata da girer hariciyeye de.”[33]

Haziran 2008’de ABD’den Foreign Policy ve İngiltere’den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünya’nın ilk 100 entellektüeli listelerin de yer almıştır. Ayrıca 2013 yılında Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak gösterilmiştir.

Gülen Hareketi

Gülen hareketi, başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren bir sivil toplum hareketidir. Hareketin okul, dershane, üniversite gibi eğitim kurumlarının yanı sıra dinler ve kültürler arası diyalog faaliyetleri ve yardım organizasyonlarını gerçekleştirdikleri çeşitli vakıf ve dernekleri ile ticari faaliyet gösteren çeşitli basın yayın kuruluşları, hastaneleri ve finans kurumları mevcuttur.

Hareket, çeşitli toplum kesimlerince Türkiye içi ve dışında, eğitime, Türk kültürünü tanıtmaya, dinlerarası diyaloğa ve fakirlikle mücadeleye yaptığı katkılardan dolayı desteklenirken başka kesimlerince de laikliğe bir tehlike olarak görülmesinin yanı sıra siyasî ve ekonomik bir güç haline geldiği söylenerek eleştirilmektedir.

Fethullah Gülen’in Anlayış ve Düşünce Yapısı

Teolojik anlayışı

İnanç ve mitoloji; Gülenin anlatımlarında, peygamberler tarihi, Ahmediyye, Muhammediyye gibi siyer kitaplarından alınmış, doğaüstü hikayelere, şeytan, cin, melek gibi ruhanilere [39] ve Ashab-ı kehf, Hızır, Lokman, Adem, Havva, Nuh gibi efsane karakterlere yer verilir. Bu anlatımlarda eleştirellikten uzak, onlara gerçeklik atfeden, tam bir inanmışlık ve adanmışlığın izleri görülür.[40]

Metafizik-mistik eğilimler; Muhammed’in rüyada görüldüğü zaman bunun kendisinin aynısı olduğuna inanması ve Muhammed’in amcası Hamza’nın darda kalmışlar dua ettiğinde yardıma geldiğine inanması gibi örnekler Fethullah Gülen’in iç dünyasını anlama açısından önemlidir.[41] Bazı yazarlara göre Hint panteizmini Vahdet-i vücud ismiyle İslama ithal eden Muhyiddin Arabi F.Gülen’e göre sadece hak konuşan, hilaf’ı hakikat beyanda bulunması imkansız bir kişidir.[42]

Şeriat ve laiklik; Şeriat uygulamaları konusunda hiçbir eleştirel ifade kullanmayan Gülene göre, din, İslam ve şeriat kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Fethullah Gülen laik sistem içerisinde dinin %95’inin yaşanabileceğini, geriye kalan %5lik kısım için kavga çıkartılıp insanların dinden ürkütülmemesini söyler.[43] Fethullah Gülen’in genelde Said Nursinin Risale-i Nur’larda ifade ettiği düşünce sistematiği içerisinde kaldığı,[44][45] bazı ayrıntılarda ise O’ndan ayrıldığı görülür. Örneğin Said Nursi’nin bazı araştırmacılara göre uydurma bir karakter olan Süfyan deccalını [46] M.Kemal Atatürk ile özdeşleştirilmesine [47] karşın, kendisi Mustafa Kemal Atatürk [48] ile ilgili konularda olumsuz ifadelerden kaçınır.

Sponsorlu Bağlantılar

Yaratılışçılık; Yaratıcıya inanç, tevhid ve O’nun bilinmesi Fethullah Gülen’e göre insan olarak var olmanın biricik gayesi ve anlamıdır. Bu inancı çürüten karşıt bir teori olarak gördüğü evrim O’na göre Darwin’in safsatasından ibarettir.[49] Gülen’e göre bazı hadislerde 7000 yıl öncesine tarihlendirilen Adem ve O’nun eğe kemiğinden Havva’nın yaratılması gibi hikayeler sebep-sonuç ilişkisi kapsamında ele alınmaması gereken mucize yaratılışlardır.[50] Ayrıca değişik yerlerde kendisinin, rivayetlerdeki “7000 yıl” ve “yasak meyve” gibi bazı ifadeleri metaforik anlatımlar olarak değerlendirdiği [51] görülebilmektedir.

Referansları ve özgün yorumları

Fethullah Gülen, Ortodoks Sünni İslam anlayışına göre, mutlak doğruların kaynağı olarak gördüğü Kur’an ve hadisleri geleneksel ulemanın ve “asrın beyin yapıcısı” şeklinde bahsettiği Said Nursi’nin yorumları çerçevesinde referans alır. Hadislere bakışı da, hadis ehlini olağanüstü sıfatlarla yücelten,[52] ve hadislere büyük değer atfeden muhafazakar bir yaklaşımdır. Gülen, bu iki kaynakta yer alan, ancak günümüzde ulaşılan bilgi birikimi ile tenkit konusu olabilecek ifadelere yeni yorumlar getirmiştir; Kendisi tarafından, İbrahim’in karısı Sara için kullandığı “O benim kız kardeşimdir” ifadesi ile bazı Hıristiyan çevrelerinden eleştiri alan,[53] Meryem için kullanılan “Harun’un kız kardeşi” şeklindeki Kur’an ifadeleri mecazi alana çekilmiş, ancak aynı kapsamda Al-i İmran suresindeki Meryem’in İmran’ın kızı olduğu ifadelerine açıklık getirilmemiştir.[54]

Eğitim-bilim anlayışı

Gülen’e göre evren bir amacı ve maksadı olan yaratma fiilinin eseridir ve varolmanın gayesi Allah’ı bilmektir. Eğitim ve bilim bu amaca hizmet eden bir araç olarak değer kazanır. İnancı ve bu amaca hizmet eden eğitimi birinci derecede öncelikli konu olarak gören Fethullah Gülen’in dünyasında evrim gibi yaratılış inancına karşıt görüşlere ihtimal vermek yıkıcı bir vesvesedir.

Gülen’e göre evrim bir Darwin safsatasından ibarettir.[49] Kendisi açısından hayati öneme sahip olan bu konuda konuşma, konferans, vaaz, önsöz gibi çalışmalarıbulunur. “Vesveseye esas teşkil edecek hususların doğmaması için, çok iyi beyin yıkamanın lüzumuna inanıyorum. Baştan vesvese hiç doğmamalı. Veya doğarken hemen ölmeli. Bu mevzuda insanlar şartlandırılmalı. İman şartlandırma demek değildir. Fakat imandan sonra bu şartlandırma mutlaka yapılmalıdır. Fertler, inanca ters olan düşüncelere zerre kadar dahi ihtimal vermemeliler. Her fert böyle şartlandırılmalıdır. Ve ben bunun lüzumuna inanıyorum…” sözleri [55] ve kitlesel algıları yönetmede kendisine bağlı eğitim kurumları vemedya organlarının faaliyetleri dikkatleri çekecek düzeydedir.

Büyük günahlar

Büyük günah kavramı, dini terminolojide işleyenlerin fasık olarak vasıflandırıldığı, şeriata göre müstakil cezaları olabilen, ancak en azından şahitliklerinin reddi ve toplumsal dışlanma gibi yaptırımlar öngörülen durumları ifade eder.

F. Gülen Web sitesinde sayılanlardan bazıları; namazı terk etmek, zekât vermemek, faiz alıp-vermek, hadis uydurmak, özürsüz Ramazan orucunu bozmak, içki içmek, kadınların erkeklere erkeklerin kadınlara benzemeleri, domuz eti yemek, kaderi inkar etmek, sınır ve insanlara yol gösteren levhaların yerini değiştirmek veya sökmek, hak’tan saparak münakaşa tarzında tartışmak, iyilik yapana nankörlük etmek, kumar oynamak…[56] Kendisi başını açarak gezen kadının her an büyük günah işlediğini de ifade eder.

Değişimler

“”Tesettür anlayışı””; F.Gülen’in ilk dönemlerinden itibaren takip edenlerin çok iyi bildiği ve anladığı şekliyle Gülen İslami tesettürü hiçbir zaman salt başörtüsü şeklinde anlamamış, tesettürden kadının yüz ve gözlerini de kapsayan total tesettürü anlamış ve ifade etmiştir. Kendisinin konuyu halk ozanlarının şiirleri, sahabe ve fakihlerin anlayışlarıyla uzun uzadıya anlattığı 20.10.1977 tarihli Bornova Merkez Camii vaazı tesettür vaazı [57] ve telkinleri [58] cemaatin hafızasında yerini korumaktadır. Daha sonraki devirlerde ise tesettür başörtüsüne doğru evrilmekte ve baş örtüsü Kur’anın açık emri ve saçın bir telinin bile açılması bir büyük günah olarak ele alınmaktadır.[59] En son konuşmalarında ise başörtüsü bir füruat olarak değerlendirilmekte, iman ön plana çıkarılmaktadır.[60]

Diğer benzer değişimler basın – yayın, bankacılık (Bank Asya örneği) ve faiz gibi alanlardan kadınlara yönelik tutuma (seksizm) kadar geniş bir alanda izlenebilmektedir. Gurubun yayınlarında bilimsel konuların işlendiği, ancak evrim, ve biyolojik antropoloji konularında keskin seçicilik içeren bir yayın politikası izlenebilir. Kadın-eğlence programlarından uzak durma diğer seçicilik alanları olarak göze çarpar.

Fethullah Gülen Eleştirileri

İhsan Eliaçık eleştirileri: “… Fethullah Hoca’nın zihninde oluşan dini düşünce bana sorgulanmış, yüzleşilmiş gelmiyor. …Yani onu sorgulayıp, doğru olanlarını sürdürüp yanlış olanlarını geride bırakarak yeniden inşa değil; geçmişte ne varsa olduğu gibi alıp, onu tekrar diriltip insanlara yeni bir dille sunma yolu tercih edilmiş.” [61]

Edip Yüksel eleştirileri: Yüksel’e göre, Gülen’in yaklaşımlarının diğer standart din alimlerinden pek bir farkı yoktur, bunu Fethullah Gülen’e 19 soru isimli yazısında bahsetmiştir. Ona göre Fethullah Gülen’in batıl düşünceleri; Bidat ve hurafelerin dinden ayıklanması konusunun Fethullah Gülen tarafından yıkıcı bir çaba olarak ele alınması, Hakikat’i Muhammediyye inancı, Muhammed’in “Meryem’i bana nikahladılar” şeklindeki hadise itibar etmesi, Kabe’de peygamberlerin mezarının bulunduğu ifadesi, Sahih rivayetleri yetersiz bulup uydurma rivayetlerle vaaz etmesi, güzel bidatler inancı, bazı kişilerin kendilerinden asırlarca önce yaşamış olan bir kişi olan Muhammed ile uyanık olarak görüşebildiği inancı, taklit ve şii uydurması olan cevşen’i kabulü, ölmüş kişilerin yardıma geldiği ve kendilerini koruduğu inancı ve benzerleridir.[62]

Nurettin Veren’in eleştirileri: Cemaatin ve F. Gülen’in ilk yıllarında daha yoğun görülen seksist yaklaşımlar ve bazı dönüşümlerle ilgilidir[58]; Değişimlerin örneği cemaatin bir duası olan ve sabah akşam 3 er kere tekrarlanan kadınların şerrinden Allah’a sığınma duası [63][64] ile ilgili yorumlarda ve kadınlarla ilgili anlatımlarda görülebilmektedir.[64] Ayrıca, ilk dönem vaaz ve konferanslarında görülen, kadının yüzünün örtülmesini de kapsayan mutlak hicab ve tesettür kurallarına uyması gerektiği telkinleri zaman içerisinde islamın aslında kadını eve kapatmadığı[64] ve başörtüsünün bir farz değil bir fürüat meselesi[65] olduğu ifadelerine dönüşen anlatımlarda görülebilmektedir. Cemaatin ilk dönem yayınlarından olanSızıntı dergisinde’nde fotoğrafın günah sayılması sebebiyle canlı fotoğraflarının boyunlarından bir küçük çizgiyle kesilmiş olarak çıkması[66] ve görsel medya olarak televizyonun popüler kültürün yozlaştırma ve dejenerasyon aracı olarak görülmesine karşın,[67] cemaatin görsel medya organlarını oluşturan Samanyolu Yayın Grubu, içinde dizi filmlerin de oynatıldığı, cemaat değer yargılarının telkininde önemli bir enstrüman haline getirilmiştir. Aynı değişim faiz ve Bank Asya örneğinde bankacılık ile ilgili tutumlarda da görülebilir

Fethullah Gülen’in diyalogçu ve toleranslı imajına rağmen heterodoks islami guruplara karşı tutum ve sözleri saldırgan olarak değerlendirilmiştir.[68]

F.Gülen hakkında “Hocanın İlmi” ismiyle eleştirel bir kitap yazan Ender Helvacıoğlu, F.Gülen’i bilimsellik, gerçeküstücülük, cincilik, şifacılık vb. yönleriyle değerlendirir.

Fethullah Gülen Bibliyografya

Gülen’in çeşitli konuları ele alan çok sayıda kitap, makale, kaset, görüntülü video ve şiirleri mevcuttur. Eserlerinde, dini öğretisinin etkisini görmek mümkündür ve genellikle dini felsefe ve bakış açısını konu almaktadırlar. Eserleri başta İngilizce, Arapça, Almanca, İspanyolca ve Rusça olmak üzere değişik dillere çevrilmiştir.

Gülen hakkında birçok biyografi ve inceleme kitapları yayınlanmış ve yurtdışındaki çeşitli kurum ve üniversitelerde hakkında akademik konferanslar yapılmış ve bu konferanslarda 200’den fazla tebliğ sunulmuştur.[71]

Fethullah Gülen’e ait olan Kırık Mızrap adlı şiir kitabından alınan 11 şiir; 2005 yılında Ahmet Özhan tarafından Hüzünlü Gurbet albümünde yorumlanmıştır.[72] 2013 yılında ise aralarında Natacha Atlas, Bahroma, Ely Bruna gibi ünlü sanatçıların bulunduğu 12 sanatçı Gülen’e ait 12 şiiri İngilizce olarak Rise Up – Colours of Peace adlı albümde yorumlamıştır.[73]

Sponsorlu Bağlantılar
İlk yorum yapan siz olun

      Bir yorum yapın

      İsminin Anlamı Ne
      İsminin Anlamı Ne
      Logo